Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. (Halil Cibran)
Çocukların sevinçleri ve acıları ebeveynlerine kendi sevinçleri ve acılarıymış gibi gelir. Böyle olsa da sağlıklı bir ailede çocukların kendi hayatlarına ve duygularına yönelmelerine duygusal olarak engel konulmaz. Gelişmeyi ve aileden uzaklaşmayı vicdanen rahat bulmayan bir çocuk kendi içine saklanır.
Ergenlik ile birlikte aykırılık hissiyatı artan ve dikkat seviyesi düşük olan çocuk dalgınlık halinde olur. Herkesin kendisini adeta çıplak olarak görebildiği hissine kapılır. Eğer başarı beklentisi yüksek bir ailesi varsa, okul ve ailesi tarafından teşhisler konulmaya başlanır. Aile efradından gelen tavsiyede bulunma talepleri de demoralize edicidir. Düzeltmek adına baskılar arttıkça, problem de çığ gibi büyümeye başlar. Çocuk geldiği sonuçta hissiyatı “hiç kimse” olduğunu düşünmektir. Sorunlar bu kadar ilerlemeden ebeveyn kendi doğru bildiklerine odaklanarak bir yandan da kendi geçmiş dönemlerinde yaşadığı hayal kırıklıklarını anımsamalıdır. Böylelikle ahlak baskılarını arttırmadan duygusal bir dokunuş ile çocuklarına temas edebilirler.
Diğer önemli bir nokta da aile içi etkileşimde “tutarlılığa” odaklanmaktansa “spontanlık” üzerinde durulmasıdır. Ebeveynin çocuğa yaklaşımları sürekli tahmin edilebilir olmamalıdır. Sabit bir ahlaki formül ile ergenliğe yaklaşmak ufak bir dumanda yangın söndürücü köpük ile bütün bir evi batırmaya benzer.
Sağlıklı ailenin kalıcı bir dinamik yapısı vardır: Aile içerisinde sıra dışılık belirli bir düzeyde kaldırılabilir insana dair bir durumdur. Birbirine hızlıca teşhis koymak (doktorluk, öğretmenlik yaparak) isim takmak yerine durumu anlamak daha önem arz eder.
Ebeveyn kendi öz çocukları tarafından nefretle yaklaşılmayı yaratıcı bir üslupla hoş karşılamadıkça bu süreçten sağlıklı çıkması zorlaşır.
Bu dönemde anne ve babalar adı ergenlik olan bu “oyunu” genellikle kazanamazlar ama kaybetme biçimlerini seçebilirler. Hoş görerek ya da kabullenmeyerek.
Ortak bir ebeveyn arzusu olan “Ben yalnızca onun hep mutlu olmasını istiyorum” cümlesi adeta gizli bir beddua gibidir. Çocuğa imkansız olan bir görev yüklenmiş olunur. Bunun doğuracağı psikolojik tehlikelerin ucu oldukça açıktır.
Anne-baba çocuk için rol modelleridir. Çocuklarının kendileriyle konuşmasını isteyen ebeveynler kendileri ile ilgili gelişmeleri çocuklarıyla da paylaşmalıdırlar. Bu “modelleme”dir. Sadece sorguya çekmek ya da gizli gizli medya hesaplarını takip etmek yerine daha saydam bir etkileşim kurmaya çalışmak önemlidir.
Elbette anne ve babanın “birleşik cephe” olması ve bütünlük halinde oldukları izlenimi vermeleri çocuk için güven verici bir sınır çizgisidir. Aidiyet duygusu çocuğu ergenliğin taşkın hallerinden uzak tutacaktır.
Yukarıdakilerin hepsini ve daha da fazlasını denediniz ama halen ne yapabiliriz acaba diye düşünüyorsanız yeteri kadar iyi bir ebeveynsinizdir zaten. “Sağlıklı” annelik ve babalık kendini yetersiz bulmayı da içinde barındırır.